Gelişim başarının anahtarı
Mesleğinizde yükselmek ve iyi işlerin altına imza atabilmek sadece ve sadece sizin elinizde. Bunun için öncelikle yapmanız gereken, kendinizi sürekli geliştirmek ve her zaman yeniliklere açık olmak.
İşyerlerini yaşayan varlıklara benzetebilseydik, yaşamlarını sürdürebilmeleri için tıpkı bizim gibi bir sürü değişik ihtiyaçları olduğunu görürdük herhalde. Ne de olsa temel yaşam ihtiyaçlarının yanında, günümüz iş dünyasında şirketleri ayakta tutan en önemli elementlerden biri de 'sürekli gelişim'. Kendi iş süreçlerini, çalışma yöntemlerini, pazar paylarını, müşteri ilişkilerini (ilişki yönetimini) gözden geçirmeyen şirketler, birkaç adım geriden gelmeye mahkum kalıyor ve rekabet güçlerini zamanla yitiriyor.
İşyerlerinde gelişimin sağlanabilmesi için, öncelikle kendisini oluşturan en önemli kaynak olan 'insan kaynağının' geliştirilmesi ve hep bir adım ileri taşınması gerekiyor. Çoğu şirket bu gelişimi sağlayabilmek için detaylı eğitim planları hazırlıyor, programlar oluşturuyor, hatta bunları sürekli hale getirebilecek sistemler geliştiriyor. Eğitim yönetimi bugün tek başına bir çalışma sahası. Ama bizim bahsedeceğimiz, çalışanlar olarak işyerimizin sağladığı profesyonel eğitim olanakları yanında, kendi eksik yönlerimizi görerek, bireysel olarak neler yapabileceklerimiz ve gelişimimize nasıl katkıda bulunacağımız.
Yeniliklere açık olun
Kariyer ile ilgili sohbetlerde ya da yazılarda 'kariyerinin başlangıcı, kariyerinin sonu veya kariyerinin zirvesinde' gibi ifadelere sıkça rastlıyoruz. Bu bize başarının bir süreç olduğunu ve çeşitli aşamaları bulunduğunu gösteriyor. Aslında bunu bir yolculuk gibi düşünmek mümkün. Gitmek istediğiniz yer, aslında olmak istediğiniz kişiyi ifade eder; ancak nereye vardığınız, nasıl varacağınız sorusunun bir neticesi olacaktır. Ünlü Alman yazar Hermann Hesse'nin dediği gibi: "Her insanın yaşamı, onu kendisine götüren bir yoldur, bir denemedir."
Tüm bunlar, kişisel gelişimimizden öncelikle kendimizin sorumlu olduğunu gösteriyor. Okul sonrası çalışma hayatına adım attığımız o ilk yıllardan sonra, öğrenme sürecinin sona erdiğini ve öğrendiklerimizin yeterli olacağını düşünmek, fazlasıyla iyimserlik oluyor. Bu duyguya kapılıp kendisini eğitilmeye kapayan ve "bizden geçti artık" psikolojisine girenler, bilgi açısından geride kalarak, rekabet güçlerini kaybediyor. Türkiye gibi nüfusu genç ve dinamik bir ülkede rekabetin günden güne artması kaçınılmaz. Maalesef istihdam imkanları aynı oranda büyümüyor. Bu ortamda rekabette avantajlı duruma gelmek için yeniliklere açık olmalıyız.
En büyük yatırım kendimize
Kişisel gelişimin ilk ayağında kendini tanıma ve geliştirilebilir yönlerimizin tespiti bulunuyor. Hedeflerini netleştirmemiş olan kişiler, burada kendilerini daha iyi tanıma imkanı bularak, kendilerine bir yol haritası çizebiliyor. Bunun için de genel kabul görmüş 'Mesleki Kişilik Envanter' çalışmalarına katılabilir, profesyonellerden danışmanlık alabilirler. Unutulmamalı ki, hiçkimse size ne olmanız gerektiğini söyleyemez; ancak neler yapabileceğiniz konusunda fikir verebilir. Bir sonraki aşama, geliştirilebilir yönleriniz için kendinize uygun eğitimler bulmak. Bunun için her keseye uygun seçenekler mevcut (İnsan Kaynakları dernekleri, üniversiteler burada daha ekonomik çözümler sunuyor). Profesyonel yardım alamamış dahi olsanız, yapmakta olduğunuz işin gelişimine bakarak, yarın hangi noktalarda olacağınızı ve bunun için ne gibi özellikler gerekebileceğini tahmin edebilirsiniz. Tabii burada piyasayı takip etmek, ilgili mesleki kuruluşlar ile temasa geçmek ve uzmanların yazılarını dikkate almak gerekiyor. Bu size bir fikir verir ve nereye yönelmeniz gerektiğini gösterir. Örneğin; yaptığınız işin geleceğinde ikinci yabancı dil kaçınılmaz gibi görünüyorsa, bugünden plan yapmak, bir bütçe oluşturmak yararlı olur. Yine bir diğer örnek, şirketinizin yapılanmasında önemli bir değişiklik olabilir (yabancı ortak, yeni ürün, yeni bir yazılım vb) ve bu değişikliğe uyum gösterecek kişilerle devam kararı alınır. Bu durumda esnek davranmak önemli.
Gerek işyerinin belirleyeceği eğitim programlarına isteyerek katılabilir, gerek kendi bütçenizden harcayarak belirlediğiniz eğitimleri alabilirsiniz. Tüm bunlar sizi bir adım öne çıkaracaktır. Biz çalışanlar, büyük bir yapının parçalarını oluşturuyoruz, dolayısıyla o yapı; ancak kendi bileşenlerinin değiştiği oranda değişebilir. Şirketin başarısı sizin başarınızdır.
Diğer yandan, her meslek grubundan insanın gidebileceği temel eğitimler bulunuyor. Bunları her zaman işverenden beklemek, mesleki anlamda geç kalmanıza neden olabilir. Proaktif davranmanın bir zararı olmaz.